also, a pin or block to prevent a drawer from sliding too far

listen to the pronunciation of also, a pin or block to prevent a drawer from sliding too far
الإنجليزية - التركية

تعريف also, a pin or block to prevent a drawer from sliding too far في الإنجليزية التركية القاموس.

stop
eğlenmek
stop
konaklamak
stop
(Bilgisayar) durdurur

Lütfen onu durdurur musun? - Can you please stop that?

Bana öyle bakmayı durdurur musun? - Would you stop looking at me like that?

stop
ara

Girişte bir araba durdu. - A car stopped at the entrance.

Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin? - How about stopping the car and taking a rest?

stop
tapa

Bu tapa şişeye uymaz. - This stopper does not fit the bottle.

stop
mani olmak
stop
tevakkuf etmek
stop
durdurma

O ona o ilacı almayı durdurmasını tavsiye etti fakat o ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. - She advised him to stop taking that medicine, but he felt he needed to.

Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük. - We thought it impossible to stop him.

stop
tıkamak
stop
durdurmak

Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım? - What should I do to stop hiccoughs?

Tom döğüşü durdurmak için kesinlikle hiçbir girişimde bulunmadı. - Tom certainly made no attempt to stop the fight.

stop
bitmek
stop
önlemek
stop
durma

Benimle konuştuğun sürece, iyi, fakat sen durur durmaz, ben acıkırım. - As long as you're talking to me, it's fine, but as soon as you stop, I get hungry.

Durmak istesemde duramadım. - Even if I had wished to stop, I couldn't.

stop
{i} duraksama
stop
{f} savmak
stop
{i} stop etme
stop
{f} kesilmek
stop
{i} istasyon

Bu tren tüm istasyonlarda durur. - This train stops at all stations.

Tren o istasyonda durmaz. - The train doesn't stop at that station.

stop
{i} mola; duraklama
stop
{i} duraklama
الإنجليزية - الإنجليزية
stop
also, a pin or block to prevent a drawer from sliding too far
المفضلات