Jim ile hiç karşılaşmamış olmama karşın, ben hemen onu ayırt ederim.
- Though I had never met Jim, I could pick him out right away.
Kaybolma ihtimalimize karşın, yönleri yazmayı düşündüm.
- We thought we would write out the directions, in case you got lost.
Bay Smith, söz verdiği hâlde henüz dönmedi.
- Mr. Smith hasn't turned up yet though he promised to.
Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.
- Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.
O, kötü havaya rağmen yine de geldi.
- She came even though the weather was bad.
Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
- Though he was poor, he was nonetheless happy.
Sanırım Tom Fransızca konuşabilir. Hatalı olabilirim gerçi.
- I think Tom can speak French. I could be wrong, though.
Sen Meksikalı değil misin? Evet, gerçi şimdi Arjantin'de yaşıyorum.
- Aren't you Mexican? Yes, though now I live in Argentina.
Bir üniversite diplomasına sahip olsa da, Tom hademe olarak çalışır.
- Even though he has a college degree, Tom works as a janitor.
Komşum olsa da onu iyi tanımıyordum.
- Even though he is my neighbour, I did not know him well.
Fakir olmasına rağmen, o mutluydu.
- Though he was poor, he was happy.
Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.
- Though they're twins, they don't have many interests in common.
Walk on through the wind, / Walk on through the rain, / Though your dreams be tossed and blown.
Man, it's hot in here. — Isn't it, though?.