all along

listen to the pronunciation of all along
الإنجليزية - التركية
başından beri

Onu başından beri biliyor olmalılar. - They must have known it all along.

Başından beri onun yalan söylediğini biliyordum. - I knew all along that he was telling a lie.

öteden beri
hemişe
lap evvelden
her zaman

O her zaman sendin, değil mi? - It was you all along, wasn't it?

her vakit
boyunca

Bütün demiryolu boyunca kasabalar türedi. - Towns sprang up all along the railroad.

Bütün duvar boyunca karalamalar vardı. - There were scribbles all along the wall.

ta başından

Sanırım Tom ta başından bunu bekliyordu. - I think Tom expected this all along.

Bu ta başından benim planımdı. - This was my plan all along.

baştan beri

Sami baştan beri katildi. - Sami was the killer all along.

en başından

En başından beri planın buydu, değil mi? - That was your plan all along, wasn't it?

Sana bunu en başından beri söylüyorum. - I've been telling you that all along.

k.dili. baştan, başından beri
hep böyle
all along the line
bütünlükle
all along the line
bütün cihetten
all along the road
bütünlükle
all along the road
bütün cihetten
all along the way
bütünlükle
all along the way
bütün cihetten
all along the line
sıra boyunca
all along the line
(deyim) her noktada, her iste ,her yonden
know all along
boyunca tüm bilmek
الإنجليزية - الإنجليزية
For the entire time; always

He thought he had me fooled, but I knew the truth all along.

all the time or over a period of time; "She had known all along"; "the hope had been there all along
from the first, from the beginning, throughout, all the time
all along the line
all the way, the entire time
all along

    الواصلة

    all a·long

    التركية النطق

    ôl ılông

    النطق

    /ˈôl əˈlôɴɢ/ /ˈɔːl əˈlɔːŋ/

    علم أصول الكلمات

    [ 'ol ] (adjective.) before 12th century. Middle English all, al, from Old English eall; akin to Old High German all all.

    فيديوهات

    ... all along ...
المفضلات