What bugged me most was having been deceived.
- Beni en çok kızdıran aldatılmış olmamdı.
Thousands of people were deceived by the advertisement.
- Binlerce insan, reklam yüzünden aldatıldı.
You're the victim of a hoax.
- Sen bir aldatmaca kurbanısın.
It was definitely a hoax.
- Bu kesinlikle bir aldatmacaydı.
If you cheat on me again, I definitely won't forgive you.
- Beni bir daha aldatırsan seni kesinlikle affetmeyeceğim.
He knows how to cheat on his wife.
- Karısını nasıl aldatacağını bilir.
Oh! I'm not deluding myself!
- Hay! Kendimi aldatmıyorum.
The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.
- Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.
During the exam, Tom cheated off Mary.
- Sınav anında Tom Mary'yi aldattı.
I shouldn't have tricked you.
- Seni aldatmamalıydım.
He realized that the visitors had tricked him.
- Ziyaretçilerin, kendisini aldattığının farkına vardı.
Tom began to suspect that Mary was cheating on him.
- Tom Mary'nin onu aldattığından şüphelenmeye başladı.
It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
How could I hoodwink him?
- Onu nasıl aldatabilirim?