تعريف albeit في الإنجليزية التركية القاموس.
- her ne kadar
- conj. gerçi
- karşın
- de olsa
- (bağlaç) gerçi, her ne kadar, karşın, ise de
- rağmen
- vakıa
- -e rağmen
- ise de
- gerçi
- yine
- bağ. ... de olsa: He is, in short, a boor, albeit an educated one. Kısacası, tahsilli de olsa, hödüğün biri. She's learning French, albeit
- fakat
- bağlaç gerçi
- albeit with
- -e rağmen
- although, albeit
- Olsa olsa
- although; albeit
- rağmen; olsa
- even though
- -diği halde
- even though
- olduğu halde
Hava kötü olduğu halde geldi.
- He came even though the weather was bad.
- even though
- olmasına rağmen
O, yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
- She kept working even though she was tired.
Arkadaşım bir vejetaryen olmasına rağmen, çorbada biraz et olduğunu ona söylemedim.
- Even though my friend was a vegetarian, I didn't tell him that the soup had some meat in it.
- even though
- öyle bile olsa
- even though
- bile olsa
- even though
- bile
Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.
- Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
Onlara ihtiyacı olmasa bile kitapları ona iade edeceğim.
- I shall return the books to him even though he doesn't need them.
- even though
- -se bile
- even though
- -e karşın
- even though
- -e rağmen
- even though
- öyle olsa da
- even though
- e rağmen
- even though
- velev ki
- even though
- -se bile, -e rağmen: "Even though he studied hard, he couldn't pass the exam. - Çok çalıştığı halde sınavı veremedi."
- even though
- -e rağmen, -diği halde: Even though he studied hard, he couldn't pass the exam. Çok çalıştığı halde sınavı veremedi
- even though
- olsa bile
Biraz soğuk olsa bile yüzmeye gidelim.
- Even though it's a bit cold, let's go swimming.
Tom takımda olsa bile, o sadece yedek kulübesinde bekler.
- Even though Tom is on the team, he's just a bench warmer.