Don't poke fun at foreigners.
- Yabancılarla alay etme.
Keep taunting me and see what happens.
- Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör.
The guys all made fun of him.
- Bütün adamlar onunla alay ettiler.
The irreligious scoffed at the bishop's interpretation.
- Dinsiz, piskoposun yorumuyla alay etti.
She scoffed at my poem.
- O şiirimle alay etti.
They teased the new student.
- Onlar yeni öğrenciyle alay ettiler.
That child teased his mother for candy.
- O çocuk şekerleme için annesiyle alay etti.
Keep taunting me and see what happens.
- Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör.
It is cruel to mock a blind man.
- Kör bir insanla alay etmek acımasızcadır.
He mocked the way the professor speaks.
- O, profesörün konuşma şekli ile alay etti.
He ridiculed my idea.
- O benim fikrimle alay etti.
Tom ridiculed my idea.
- Tom fikrimle alay etti.