التركية - الإنجليزية
تعريف alıngan في التركية الإنجليزية القاموس.
- {s} touchy
Tom is very touchy, isn't he?
-Tom çok alıngan, değil mi?
Tom is touchy, isn't he?
-Tom alıngan, değil mi?
- resentful
- susceptible
- fragile
- sensitive
Don't be so sensitive.
-O kadar alıngan olma.
- edgy
- susceptive
- touchy, easily offended
- techy
- sore
- touchiness
- ticklish
- testy
- irritable
- tickly
- petulant
- pettish
- umbrageous
- swift to take offense
- tender
- squeamish
Tom isn't the squeamish type.
-Tom alıngan bir tip değildir.
- tetchy
- thin skin
- stuffy
- touchy, sensitive, thin-skinned, irritable, quick to take offence
- tendency to take things personally
- easily offended
You've got to be careful what you say to people who are easily offended.
-Alıngan insanlara söyleyecekleriniz konusunda dikkatli olmak zorundasınız.
- feisty
The elderly woman was frail but feisty.
-Yaşlı kadın narin ama alıngandı.
- peevish
- huffy
- swift to take offence
- cranky
- nettlesome
- peckish
- difficult
- thin-skinned
- alıngan kimse
- sensitive
- alıngan kimse
- sorehead
- alıngan olmamak
- be slow to take offense
- aşırı alıngan
- swift to take offense
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف alıngan في التركية التركية القاموس.
- Aşırı duygulu, çabuk gücenen, kırılan: "Alıngan olduğu için arkadaşları onunla sık sık bozuşur."- S. Birsel
- Aşırı duygulu, çabuk gücenen, kırılan