He made many costly purchases.
- O birçok pahalı alımlar yaptı.
I paid for the purchase in cash.
- Alım için peşin ödedim.
Tom's doctor advised him to cut down on his sugar intake.
- Tom'un doktoru ona şeker alımını azaltmasını tavsiye etti.
After his heart attack, Jim had to cut down on his sugar intake.
- Jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.
An investors' group is attempting a leveraged buy-out of the firm.
- Bir yatırımcı grup firmanın kaldıraçlı satın alımını deniyor.
I think she is charming and attractive.
- Sanırım o, alımlı ve çekici.