The store was crowded with holiday shoppers.
- Mağaza, tatil alışverişçileriyle doluydu.
The street was bustling with shoppers.
- Sokak alışverişçilerle hareketliydi.
She spends a lot of time helping her children learn to deal with money.
- O, çocuklarının para ile alışveriş etmelerine yardım ederek çok zaman harcar.
Tom found a few good deals at the flea market.
- Tom bit pazarında birkaç iyi alışveriş buldu.
I go shopping every morning.
- Her sabah alışverişe çıkarım.
Where can I do some shopping?
- Nerede biraz alışveriş yapabilirim?
Direct marketing is a means of allowing people to shop from home.
- Doğrudan pazarlama insanların evden alışveriş yapmasını sağlayan bir yoldur.
We don't market to children.
- Çocuklar için alışveriş yapmıyoruz.
Tom found a few good deals at the flea market.
- Tom bit pazarında birkaç iyi alışveriş buldu.