I just can't get used to taking orders from Tom.
- Sadece Tom'dan emirler almaya alışamam.
He was in the habit of taking a walk before breakfast.
- Onun kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.
You could save money by buying in bulk.
- Toptan alışveriş yaparak para tasarrufu yapabilirsin.
I went to the department store with a view to buying a present.
- Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.
His new book met with a favorable reception.
- Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.
You'll soon get used to the climate here.
- Yakında buradaki iklime alışırsın.
You will soon get used to the change of climate.
- Yakında iklim değişikliğine alışacaksın.