alışmaya

listen to the pronunciation of alışmaya
التركية - الإنجليزية

تعريف alışmaya في التركية الإنجليزية القاموس.

alış
{i} receiving
alış
{i} taking

I just can't get used to taking orders from Tom. - Sadece Tom'dan emirler almaya alışamam.

I am in the habit of taking a shower in the morning. - Sabah duş almaya alışkınım.

alış
{i} buying

I went to the department store with a view to buying a present. - Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.

Whenever she goes shopping, she ends up buying more than she can afford. - O ne zaman alışverişe gitse, kendini gücünün yettiğinden daha fazlasını alarak bitirir.

alış
{i} reception

His new book met with a favorable reception. - Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.

alış
(Bilgisayar) receive
alış
(Ticaret) purchasing
alış
(Ticaret) bid
alış
(Ticaret) procurement
alış
got used to
alış
gotten used to
alış
get used

It always takes time to get used to a new place. - Yeni bir yere alışmak her zaman zaman almaktadır.

It'll take some time to get used to wearing a wig. - Peruk takmaya alışmak biraz zaman alacak.

alış
taking, receiving
alış
taking; receiving; purchase, buying
alış
purchase, buying
alış
we buy
التركية - التركية

تعريف alışmaya في التركية التركية القاموس.

alış
Alma işi veya biçimi
alışmaya
المفضلات