Tom is accustomed to working outside.
- Tom dışarıda çalışmaya alışıktır.
My mother is not accustomed to hard work.
- Annem zor işe alışık değildir.
I'm not used to making speeches in public.
- Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim.
Mr Kaifu is used to making speeches in public.
- Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışıktır.
Tom isn't used to walking barefooted.
- Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
I'm not used to making speeches in public.
- Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim.