Tom lowered his voice and told Mary that he loved her.
- Tom sesini alçalttı ve Mary'ye onu sevdiğini söyledi.
The bride came into the room with lowered eyes and with everyone staring at her.
- Gelin alçaltılmış gözlerle ve ona bakan herkesle odaya geldi.
The flood began to subside.
- Sel alçalmaya başladı.