Please accept my humble apologies.
- Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
The humble man is getting along with his neighbors.
- Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
The axe does not go to a humble neck.
- Balta alçakgönüllü bir boyuna gitmez.
I'm the humblest person on this planet.
- Ben bu gezegendeki en alçakgönüllü insanım.
It's hard to be modest when you are the best.
- En iyi olduğunuzda alçakgönüllü olmak zordur.
It's hard to be modest when you're the best.
- En iyi olduğunuzda alçakgönüllü olmak zordur.
She had an unassuming air that put everyone at ease.
- Onun herkesi rahatlatan alçakgönüllü bir havası vardı.
Tom is unassuming, isn't he?
- Tom alçakgönüllü, değil mi?
Güzel çehreli müsteşar bey, nazır beyin kapıcısından daha alçak gönüllü idi.- Ö. Seyfettin.