He is staying with his relatives.
- O, akrabalarıyla birlikte kalıyor.
He disagrees with his relatives.
- O, akrabaları ile aynı fikirde değil.
The family property was distributed among the relatives.
- Ailenin mal varlığı akrabalar arasında dağıtıldı.
I have family in Los Angeles.
- Los Angeles'te akrabalarım var.
He embraced his relatives before he left.
- O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.
He is staying with his relatives.
- O, akrabalarıyla birlikte kalıyor.
Pride tends to develop into hubris, which is close kin to madness.
- Gurur, kibre dönme eğilimindedir; ki o da deliliğin yakın akrabasıdır.
You are no kin of mine.
- Sen benim akrabam değilsin.
Cats are related to tigers.
- Kediler kaplanlarla akrabadırlar.
The two men were not related.
- İki adam akraba değildi.
Apes are our cousins and primate relatives.
- Maymunlar bizim kuzenlerimiz ve primat akrabalarımızdır.
In this group, there are my parents and my relatives.
- Bu grupta anne babam ve akrabalarım var.
He broke relations with them.
- O onlarla akrabalığını bozdu.
He is no relation to me.
- O benimle akraba değil.
A buffalo is akin to an ox.
- Bufalo, öküzle akrabadır.
A buffalo is akin to an ox.
- Bufalo, öküzle akrabadır.
All of them are connected.
- Onların hepsi akraba.