He's got lung cancer.
- Onun akciğer kanseri var.
The patient's lung tissue was damaged from years of working in a coal mine.
- Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.
Marilla had problems with her lungs.
- Marilla'nın, akciğerleri ile ilgili sorunları vardı.
Inside the chest, there are the heart and the lungs.
- Göğüs içinde, kalp ve akciğerler vardır.
Tom died from pneumonia.
- Tom akciğer iltihaplanmasından öldü.
Inside the chest, there are the heart and the lungs.
- Göğüs içinde, kalp ve akciğerler vardır.
The lungs are situated in the thoracic cage.
- Akciğerler göğüs kafesinde bulunur.