Tom's house doesn't have running water.
- Tom'un evinin akan suyu yok.
She looked at me with tears running down her cheeks.
- Yanaklarından aşağı akan gözyaşlarıyla bana baktı.
Flowing water does not stagnate.
- Akan su durgunlaşmaz.
The Jordan River is the only river flowing into the Dead Sea.
- Ürdün Nehri Ölü Deniz'e akan tek nehirdir.
A girl came running, with her hair streaming in the wind.
- Bir kız rüzgârda akan saçlarıyla koşarak geldi.