The tax agent allowed the deduction.
- Vergi ajanı indirime izin verdi.
EPO can be used as a blood doping agent.
- Eritropoietin kan doping ajanı olarak da kullanılabilir.
Watch out! A police spy is snooping around.
- Dikkat et! Bir polis ajan etrafı gözetliyor.
I suspect Tom is a spy.
- Tom'un bir ajan olduğundan kuşkulanıyorum.
Tom is a secret agent.
- Tom gizli bir ajandır.