airplane

listen to the pronunciation of airplane
الإنجليزية - التركية
uçak

Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar. - The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.

Bir uçak dağ üzerinden uçtu. - An airplane had flown over the mountain.

(Askeri) TAYYARE; UÇAK: Ağırlık taşıyan ve dönmeyen bir satıh üzerinde havanın dinamik tesiriyle boşlukta durabilecek şekilde, havada seyrüsefer için imal edilmiş olan hava aracı
(isim) uçak
gecikmeli
aeroplane
{i} uçak

Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır. - Tom likes making paper aeroplanes.

Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır. - The aeroplane must carry some spare fuel.

airplane carrier
uçak gemisi
airplane engine
uçak motoru
airplane for dusting purposes
havadan toz serpme uçağı
airplane hangar
uçak hangarı
airplane park
uçak parkı
airplane propeller
uçak pervanesi
airplane ticket
uçak bileti
airplane crash
uçak kazası
airplane ride
Genellikle çocuk bakış açısıyla uçak yolculuğu
airplane seat
uçak koltuğu
airplane ambulance
(Askeri) AMBULANS TAYYARESİ: Yaralıların nakline elverişli şekilde teçhiz edilmiş tayyare. Buna "air ambulance" da denir
airplane and engine mechanic
(Askeri) TAYYARE VE MOTOR MAKİNİSTİ: Bir tayyare ve motorunun veya bir tayyare takılmış teçhizatın üzerinde, telsiz veya alet onarımı hariç, ihtisasa ihtiyaç göstermeyen herhangi bir bakım işlemini yapan teknisyen. Bu teknisyenin görevleri arasında, tayyarenin muayene ve hizmete hazırlanması da vardır
airplane flare
(Askeri) TAYYARE AYDINLATMA BOMBASI: Bir arazi parçasını veya su üzerindeki bir hedefi aydınlatmak üzere tayyareden atılan bir bomba. Bu bomba, genel olarak, bir paraşüte bağlı ve içinde magnezyum veya başka bir madde bulunan bir kaptan ibarettir. Bomba, tayyareden atıldıktan sonra içindeki madde kendiliğinden ateş alır
airplane flight chief
(Askeri) TAYYARE BİRLİK (KOL) BAŞ MAKİNİSTİ: Bu tayyare kolundaki bütün tayyarelerin bakım mürettebatının şefi
airplane line chief
(Askeri) ÜS BAŞ MAKİNİSTİ: İş programlarını tertip ve bakım tesislerine nezaret etmek suretiyle filo baş makinistlerini murakabe eder. Tayyarelerin çalışır durumda muhafaza edildiklerine kanaat getirmek için, bakımlarını kısmi muayeneden geçirir ve bakım formlarını inceler. Muayenelerin yapılıp yapılmadığına ve bakım subayının direktif ve tedbirlerinin yerine getirilip getirilmediğine bakar
airplane signal
(Askeri) TAYYARE HABERLEŞME İŞARETİ: Bak. "aircraft signal" ve "air signal"
airplane smoke tank
(Askeri) TAYYARE SİS PÜSKÜRTME TANKI: Bak. "airplane spray tank"
airplane spray tank
(Askeri) TAYYARE PÜSKÜRTME TANKI: Zehirli gaz püskürtmek veya havada suni sis meydana getirmek maksadıyla kimya maddesinin salıverilmesi için bir hava aracına eklenen veya aracın içinde bulunan, zehirli gazı veya suni sisi havi kap. Buna "airplane smoke tank" da denir
airplane status report
(Askeri) TAYYARE DURUM RAPORU: Bak. "aircraft status report"
pursuit airplane
(Askeri) av uçağı
scout airplane
(Askeri) keşif uçağı
all wing type airplane
tamamen kanat uçak
bombardment airplane
bombardıman uçağı
bombing airplane
bombardıman uçağı
charter airplane
kiralanmış uçak
combat airplane
muharebe uçağı
communication airplane
muhabere uçağı
dual control airplane
çift kumandalı uçak
high-altitude airplane
yüksek irtifa uçağı
messenger airplane
kurye uçağı
model airplane
model uçak
ram jet airplane
tepkili jet uçağı
executive airplane
uçakların işletilmesi
grounded airplane
topraklı uçak
paper airplane
Kağıt uçak
aeroplane
(isim) uçak
aeroplane
i., İng., bak. airplane
amphibian airplane
(Askeri) AMFİBİ TAYYARE: Bak. "amphibian"
bombardment airplane
(Askeri) BOMBARDIMAN UÇAĞI: Bombardıman görevlerinde kullanılan muharebe uçağı. Buna. "bomber" veya "bombardment plane" de denir
charter airplane
(Havacılık) dolmuş uçak
combat airplane
(Askeri) MUHAREBE UÇAĞI: Bombardıman, önleme, alçaktan tarama (ground strafing) gibi muharebe görevlerinde kullanılan silahlı ve genellikle, zırhlı uçak
fighter airplane
(Askeri) AVCI UÇAĞI: Havada düşman uçaklarını bulmak ve tahrip etmek için yapılmış uçak. Avcı uçaklarının yüksek bir hızı, yüksek tırmanma ve manevra kabiliyeti olmakla beraber, menzilleri kısadır. Buna (fighter) ve (fighter plane) de denir
heavy bombardment airplane
(Askeri) AĞIR BOMBARDIMAN TAYYARESİ: Uzun menzilli bombardıman uçuşları için, ağır bir bomba yükü ve yeteri kadar yakıt taşıyabilecek şekilde imal edilmiş, bombardıman uçağı. Buna "heavy bomber" de denilir
liaison airplane
(Askeri) irtibat uçağı
liaison airplane
(Askeri) İRTİBAT UÇAĞI: Bir askeri kuvvetin muhtelif kısımları arasında teması muhafaza etmek üzere kurye olarak kullanılan uçak
light bombardment airplane
(Askeri) HAFİF BOMBARDIMAN UÇAĞI: Nispeten küçük boyda bombardıman uçağı. Bu uçaklar; orta ve ağır bombardıman uçaklarına nazaran daha az bomba yükü taşır ve faaliyet yarı çapları daha küçüktür; fakat, manevra kabiliyetleri daha yüksektir ve daha alçak irtifadan hareket edebilirler. Buna "light bomber" da denir
medium bombardment airplane
(Askeri) ORTA BOMBARDIMAN UÇAĞI: Orta bir mesafeye, oldukça ağır bir bomba yükünü taşıyacak şekilde imal edilmiş bombardıman tayyaresi. Bu uçak; boyut, sürat, menzil, bomba kapasitesi, manevra kabiliyeti ve irtifa bakımından, ağır bomba uçağı ile hafif bomba tayyaresi arasında yer alır. Buna "medium bomber" da denir
observation airplane
(Askeri) GÖZETLEME UÇAĞI: Keşif, gözetleme ve irtibat işleri için kullanılan uçak. Gözetleme maksadıyla kullanılan başlıca uçak çeşitleri şunlardır: Hafif bombardıman uçağı (light bombardment airplane), av uçağı (fighter airplane), ve irtibat uçağı (liasion airplane). Buna " observation plane" de denir
pursuit airplane
(Askeri) TAKİP AV UÇAĞI: Bir çeşit av uçağı. Halen buna, sadece av uçağı (fighter airplane) denilmektedir
reconnaissance airplane
(Askeri) KEŞİF UÇAĞI: Düşman arazisi üzerinde keşif görevinde kullanılan askeri uçak
rocket airplane
(Askeri) ROKET UÇAĞI: Esas veya tek tahrik gücü olarak, roketle tahrikten faydalanan bir uçak
rocket airplane
(Havacılık) roketli uçak
scout airplane
(Askeri) DONANMA KEŞİF UÇAĞI: Deniz kuvvetlerine mensup olan ve genel olarak keşif maksadıyla kullanılan uçak
stubby airplane
kısa uçak
tactical airplane
(Askeri) TAKTİK UÇAK: Bak "tactical aircraft"
tractor airplane
(Askeri) ÇEKİCİ PERVANELİ UÇAK: Pervanesi veya pervaneleri kanatlarından ileri bulunan uçak
transport airplane
(Askeri) NAKLİYE UÇAĞI, HAVA NAKLİYE ARACI: Bak. "transport aircraft"
الإنجليزية - الإنجليزية
A powered heavier-than air aircraft with fixed wings
{i} aeroplane, jet plane
An airplane is a vehicle with wings and one or more engines that enable it to fly through the air. Fixed-wing aircraft that is heavier than air, propelled by a screw propeller or a high-velocity jet, and supported by the dynamic reaction of the air against its wings. An airplane's essential components are the body or fuselage, a flight-sustaining wing system, stabilizing tail surfaces, altitude-control devices such as rudders, a thrust-providing power source, and a landing support system. Beginning in the 1840s, several British and French inventors produced designs for engine-powered aircraft, but the first powered, sustained, and controlled flight was only achieved by Wilbur and Orville Wright in 1903. Later airplane design was affected by the development of the jet engine; most airplanes today have a long nose section, swept-back wings with jet engines placed behind the plane's midsection, and a tail stabilizing section. Most airplanes are designed to operate from land; seaplanes are adapted to touch down on water, and carrier-based planes are modified for high-speed short takeoff and landing. See also airfoil; aviation; glider; helicopter
A powered aircraft with fixed wings used for transportation of humans and goods; for amusement or entertainment; and in warfare. An aeroplane
an aircraft that has a fixed wing and is powered by propellers or jets; "the flight was delayed due to trouble with the airplane
{s} airmobile
airplane mode
A feature included on some cellular phones which disables the radio, thus precluding any interference with avionics. In this mode the phone's stand-alone features (such as its games or scheduler) can be used safely in environments requiring minimal radio interference
airplane maintenance
upkeep and repairs of airplanes
airplane mechanics
the craft of building and repairing airplanes
airplane passengers
riders in an airplane, flight crew and travelers in an airplane
airplane propeller
a propeller that rotates to push against air
airplane ticket
ticket for travel on an airplane
aeroplane
An airplane; a powered heavier-than-air aircraft with fixed wings that obtains lift by the Bernoulli effect and is used for transportation of humans and goods; for amusement or entertainment; and in warfare; a plane
paper airplane
An aircraft under development
paper airplane
A toy airplane made by folding up a sheet of paper
paper-airplane
Attributive form of paper airplane
rubber band airplane
A type of toy constructed of light wood, a plastic propeller and a rubber band, propelled by winding the propeller backwards (about a hundred turns) then releasing into the air
Jefferson Airplane
American psychedelic rock band from the 1960s
aeroplane
an aircraft that has a fixed wing and is powered by propellers or jets; "the flight was delayed due to trouble with the airplane"
aeroplane
{i} airplane, jet plane
aeroplane
An aeroplane is a vehicle with wings and one or more engines that enable it to fly through the air. = plane, aircraft
aeroplanes
plural of aeroplane
airplanes
plural of airplane
civilian airplane
privately-owned airplane
grounded airplane
aircraft which has been restricted from flying (due to technical problems, adverse weather, etc.)
interception of an airplane
forcing of an airplane to deviate from its course; shooting down of an enemy airplane
military airplane
airplane used by military forces (for combat, transport, etc.)
multiengine airplane
a plane with two or more engines
paper airplane
piece of paper folded to resemble and glide like an airplane
reconnaissance airplane
airplane used to gather military information
scout airplane
patrol plane
airplane

    الواصلة

    air·plane

    التركية النطق

    erpleyn

    النطق

    /ˈerˌplān/ /ˈɛrˌpleɪn/

    علم أصول الكلمات

    () From aeroplane

    فيديوهات

    ... MR. ROMNEY: Mr. ' Mr. President, you're entitled, as the president, to your own airplane ...
    ... to the device, so that when I do get on the airplane, I will have my movie available and ...
المفضلات