Amaçsızca yürümekten hoşlanırım.
- I like to walk aimlessly.
Alışveriş bölgesinde amaçsızca dolaştık.
- We wandered aimlessly around the shopping district.
Sadece şöhreti hedeflemek yanlıştır.
- It is wrong to aim at fame only.
Biz tüm amaçlarımıza ulaştık.
- We have achieved all our aims.
O bir aktrist olmayı amaçladı.
- She aimed to become an actress.
Bu tabanca ile hedefe nişan al.
- Aim at the target with this gun.
John onu vurduğunda, Tom silahını Mary'ye hedefliyordu.
- Tom was aiming his pistol at Mary when John shot him.
Amaçsızca yürümekten hoşlanırım.
- I like to walk aimlessly.
Alışveriş bölgesinde amaçsızca dolaştık.
- We wandered aimlessly around the shopping district.
Sadece şöhreti hedeflemek yanlıştır.
- It is wrong to aim at fame only.
Silahımla bir ayıya asla nişan almadım.
- I have never aimed at a bear with my rifle.
Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
- Education aims to develop potential abilities.
Onlar toplumlarda huzursuzluk çıkarmayı amaçlamaktadır.
- They aim to stir unease in societies.
Sadece şöhreti hedeflemek yanlıştır.
- It is wrong to aim at fame only.
Hedeflerimizi her zaman yüksek tutmalıyız.
- We must always aim high.
Bu metin yeni başlayanlar için amaçlanmıştır.
- This text is aimed at beginners.
Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
- Education aims to develop potential abilities.
an aimless life.
He wandered aimlessly through the crowd.