O zamandan beri, gözlerindeki sonsuz gecede amaçsızca dolaştım.
- Ever since, I've wandered aimlessly in the everlasting night of your eyes.
Caddede amaçsızca gezindim.
- I walked about aimlessly on the street.
Sadece şöhreti hedeflemek yanlıştır.
- It is wrong to aim at fame only.
Dilbilim dili tanımlamayı amaçlayan bilim dalıdır.
- Linguistics is the discipline which aims to describe language.
Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
- Education aims to develop potential abilities.
John onu vurduğunda, Tom silahını Mary'ye hedefliyordu.
- Tom was aiming his pistol at Mary when John shot him.
Bu tabanca ile hedefe nişan al.
- Aim at the target with this gun.
Caddede amaçsızca gezindim.
- I walked about aimlessly on the street.
Amaçsızca yürümekten hoşlanırım.
- I like to walk aimlessly.
Sadece şöhreti hedeflemek yanlıştır.
- It is wrong to aim at fame only.
Silahımla bir ayıya asla nişan almadım.
- I have never aimed at a bear with my rifle.
Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
- Education aims to develop potential abilities.
Onlar toplumlarda huzursuzluk çıkarmayı amaçlamaktadır.
- They aim to stir unease in societies.
Yeterince yüksek hedeflemiyorsun.
- You're not aiming high enough.
O, hedeflediğimiz şey.
- That's what we're aiming for.
Dilbilim dili tanımlamayı amaçlayan bilim dalıdır.
- Linguistics is the discipline which aims to describe language.
Biz tüm amaçlarımıza ulaştık.
- We have achieved all our aims.
an aimless life.
He wandered aimlessly through the crowd.