The government lowered taxes for lower-income families.
- Hükümet düşük gelirli aileler için vergileri düşürdü.
Tom apologized to the families of the victims for the explosion at the factory.
- Tom fabrikadaki patlama için kurbanların ailelerine özür diledi.
I don't know anything about her family.
- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
Practically every family has a TV.
- Neredeyse her ailede televizyon var.
Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
- Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
What's your favorite oldies song?
- Favori aile şarkın nedir?
The king and his family live in the royal palace.
- Kral ve ailesi kraliyet sarayında yaşar.
My parents taught me to be a kind person.
- Ailem bana nazik bir insan olmayı öğretti.
Sami had a good relationship with his family.
- Sami'nin, ailesiyle iyi bir ilişkisi vardı.
Tom and Mary kept their relationship hidden from their parents.
- Tom ve Mary ilişkilerini ailelerinden gizli tuttular.
Tom was an expert in domestic abuse.
- Tom aile içi istismar konusunda uzmandı.
Everyone has domestic troubles from time to time.
- Herkesin zaman zaman ailevi sorunları olur.