Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.
- The angry mob overturned cars and smashed storefront windows.
Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The angry mob attacked the building.
O, kendisine kızmıştı.
- He was angry with himself.
Yumiko biraz kızmıştı.
- Yumiko was a little angry.
Sebep olmadan asla kızgın olmam.
- I'm never angry without reason.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- When angry, count ten; when very angry, a hundred.
Sinirli olmadığını umut ediyorum.
- I hope that you are not angry.
Tom sinirli ve öfkeli görünüyor.
- Tom seems frustrated and angry.
Oldukça hiddetli görünüyorsun.
- You look pretty angry.
Do they aggro on sight or sound?.
You just pulled aggro off the tank and wiped the raid.
Move along, lads; we don't want any aggro.