Ben odayı terk etmek zorunda kalıncaya kadar aynı plağı üst üste çalmaya devam etti.
- He kept playing the same record over and over until I had to leave the room.
Mektubu defalarca okudu.
- She read the letter over and over again.
O defalarca masum olduğunu söyledi.
- She repeated over and over that she was innocent of the crime.
Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.
- Delegates voted over and over again.
Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum.
- I say the same thing over and over.