Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.
- I spent the whole afternoon chatting with friends.
Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
- I'm going to go out this afternoon.
Her ikindi, kadın kiliseye dua etmeye giderdi.
- Every afternoon, the woman went to church to pray.
Hafif bir ikindi güneşi, dalların arasından süzülüp pencereden içeri giriyordu.
- The soft afternoon sun came in through the branches of the tree and then the window.
Tünaydın bayanlar ve baylar.
- Good afternoon, ladies and gentlemen.
rfhtfghfg.
... And then I can go this afternoon if I want to. ...
... and afternoon. ...