Buna karşın haklıydı.
- He was right after all.
O, buna karşın geçmedi.
- He didn't pass after all.
Tom sonunda Mary ile evlenmekten vazgeçti.
- Tom ended up marrying Mary after all.
Sonunda hiçbir şey sonsuza kadar kalmaz.
- After all, nothing remains forever.
Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
- I tried many things but failed after all.
Kim bilir, belki Boston'daki noel yine de o kadar da kötü olmayacaktır.
- Who knows, maybe Christmas in Boston won't be so bad after all.
Buna rağmen kimse problemi çözemedi.
- No one could solve the problem after all.
Nihayet bebeğin bir kız olduğu ortaya çıktı.
- The baby turned out to be a girl after all.
Nihayet yardımına ihtiyacımız olacak.
- We're going to need your help after all.
Her şeye rağmen onu almadım.
- Tom didn't buy it after all.
Her şeye rağmen onu başardın
- You managed it after all.
Sonuç olarak, Tom senin babandı.
- After all, Tom was your father.
Sonuç olarak dünya 21 Aralıkta sona ermedi gibi görünüyor.
- It looks like the world didn't end on December 21st after all.
Nihayetinde o bir çocuk.
- She is a child after all.
Her şeye rağmen onu almadım.
- Tom didn't buy it after all.
Her şeye rağmen onu becerdin.
- You managed it after all.
... like me talking warmly about TPMs. After all, these are the technologies that make it possible ...
... The index at the back of a book, and after all that's ...