after-all

listen to the pronunciation of after-all
الإنجليزية - التركية
(isim)hayet, sonunda, en sonunda, yine de, buna karşın
buna karşın

O, buna karşın geçmedi. - He didn't pass after all.

Buna karşın haklıydı. - He was right after all.

sonunda

Eski metot sonunda en iyi olduğunu kanıtladı. - The old method proved to be best after all.

Sonunda hiçbir şey sonsuza kadar kalmaz. - After all, nothing remains forever.

yine de

Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum. - I tried many things but failed after all.

Jane yine de onu almadı. - Jane didn't buy it after all.

buna rağmen

Buna rağmen kimse problemi çözemedi. - No one could solve the problem after all.

(deyim) 1. dusunulenin beklenilenin tersine (bu anlamda genellikle cumlenin sonunda gelir) 2.ne de olsa 3.unutulmamalidir ki (cogu zaman bir tartisma veya bir nedenione surmek icin kullanilironun icin de cumlenin basina gelir.bu anlamda kullanildiginda vurguya dikkat edilmelidir.)
en sonunda
nihayet

Nihayet yardımına ihtiyacımız olacak. - We're going to need your help after all.

O bütün bu yıllardan sonra nihayet çıkıp geldi. - He finally comes out after all these years.

her şeye rağmen

Her şeye rağmen onu başardın - You managed it after all.

Her şeye rağmen onu almadım. - Tom didn't buy it after all.

velhasıl
sonuç olarak

Sonuç olarak o gelmedi. - After all she did not come.

Sonuç olarak sen haklıydın. - You were right after all.

neticede
bütün olan bitenden sonra
alt tarafı
hiç yoktan
bununla birlikte
(Konuşma Dili) her şeye karşın
(Konuşma Dili) her ne olursa olsun
zaten
ahir neticede
evvel ahir
netice itibarı ile
hiç neye bakmayarak
her halde
after all is said and done
dikkat vermek
after all is said and done
tam nazara almak
after all is said and done
umumiyetle
after all is said and done
evvel-ahir
after all is said and done
bitevlikte
after all
Nihayetinde

Nihayetinde o bir çocuk. - She is a child after all.

so he forgot it after all.
bu yüzden tüm sonra unuttum
after all
rağmen

Her şeye rağmen onu becerdin. - You managed it after all.

Her şeye rağmen onu almadım. - Tom didn't buy it after all.

الإنجليزية - الإنجليزية
{a} at last, at length, in short, in brief
In the end; anyway; referring to something that was believed to be the case, but has now been shown not to be
emphasizes something to be considered; "after all, she is your boss, so invite her"; "he is, after all, our president"
in spite of expectations; "came to the party after all"; "it didn't rain after all
finally, after everything else
after-all

    فيديوهات

    ... The index at the back of a book, and after all that's ...
    ... allowed to choose the firmware that runs on it. After all, when you own a device that ...
المفضلات