afloat(p)

listen to the pronunciation of afloat(p)
الإنجليزية - التركية

تعريف afloat(p) في الإنجليزية التركية القاموس.

afloat
{s} su üstünde
afloat
(sıfat) su üstünde, suda, su içinde, su basmış, denizde, havada, dolaşmakta (söylenti v.s.)
afloat
denizde
afloat
{f} yüzerek
afloat
su üzerinde duran
afloat
yüzmekte
afloat
(söylenti) dolaşan
afloat
yüzen
afloat
gemide

Gemide garip söylentiler var. - There are strange rumors afloat.

afloat
batmayan
afloat
z
afloat
The firm is afloat
afloat
Ortalıkta şayialar dolaşıyor
afloat
su dolmuş
afloat
{s} suda
afloat
şirket masrafım çIkarıyor
afloat
Rumors are afloat
afloat
{s} havada
afloat
su üzerinde
afloat
adv.yüzerek: adj.yüzmekte olan,yüzen
afloat
{s} su basmış
afloat
{s} su içinde
afloat
{s} dolaşmakta (söylenti v.s.)
afloat support
(Askeri) YÜZER DESTEK: Seyir halinde yada demirlemiş durumda bulunan harekat kuvvetlerine, liman sınırları dışında, yakıt cephane ve diğer ikmal maddelerinin sağlandığı bir çeşit lojistik destek. Ayrıca bakınız: "floating base support"
always afloat
(Askeri) daima yüzer durumda
always afloat
(Ticaret) daima yüzer halde
be afloat
ortalıkta dolaşmak
Navy Tactical Command System Afloat
(Askeri) Deniz Kuvvetleri Yüzer Taktik Komuta Sistemi
always safely afloat
(Askeri) her zaman yüzer durumda
always safely afloat
(Askeri) daimi emniyette yüzer halde
be afloat
su üstünde yüzmek
be afloat
(mali açıdan) ayakta kalmak, zarar etmemek: The firm is afloat. Şirket masrafını çıkarıyor
be afloat
(söylenti) dolaşmak
be afloat
ortalıkta dolaşmak (söz)
be afloat
dolaşmak (söylenti)
keep afloat
suda durmak
keep afloat
masrafını çıkarmak
senior officer present afloat
(Askeri) denizde en kıdemli subay
senior officer present afloat
(Askeri) DENİZDE EN KIDEMLİ SUBAY: Yetkili makam tarafından belirtilmiş bir mevkide veya bölge dahilinde, denizde harekat halindeki kuvvetlerle birlikte bulunan ve bu kuvvetlere mensup bir birliğe komuta eden, faal görev durumunda ve denizde emir ve komuta kudretine sahip kıdemli güverte subayı. Belirtilen mevkide su üzerinde harekatta bulunan kuvvetlere mensup deniz birliklerini müştereken etkileyen konuların idaresinden sorumludur
set a boat afloat
tekneyi yüzdürmek
set a ship afloat
gemiyi yüzdürmek
set s.t. afloat
bir şeyi yüzdürmek
الإنجليزية - الإنجليزية
borne on the water; floating covered with water; "the main deck was afloat (or awash)"; "the monsoon left the whole place awash"; "a flooded bathroom"; "inundated farmlands"; "an overflowing tub
afloat
out at sea
afloat
making successful progress under one's own steam
afloat
floating
Afloat
Commodities underway in water transit; either aboard vessels, at sea, or in port, but not yet unloaded
Afloat
aimlessly drifting
Afloat
borne on the water; floating
Afloat
On the water
Afloat
covered with water; "the main deck was afloat (or awash)"; "the monsoon left the whole place awash"; "a flooded bathroom"; "inundated farmlands"; "an overflowing tub"
Afloat
Refers to a shipment of cargo which is currently on board a vessel between ports (as opposed to on land) [ITDS]
afloat
If someone or something is afloat, they remain partly above the surface of water and do not sink. They talked modestly of their valiant efforts to keep the tanker afloat
afloat
Moving; passing from place to place; in general circulation; as, a rumor is afloat
afloat
{s} floating; flooded; passing from one person to another, going around (as in rumors)
afloat
If a person, business, or country stays afloat or is kept afloat, they have just enough money to pay their debts and continue operating. They are borrowing just to stay afloat, not for investment. = solvent
afloat
Unfixed; moving without guide or control; adrift; as, our affairs are all afloat
afloat
{a} unfixed, swimming, moving
afloat
Borne on the water; floating; on board ship
afloat
Covered with water bearing floating articles; flooded; as, the decks are afloat
afloat
making successful progress under ones own steam
keep afloat
remain above water, not sink
rumor is afloat
rumor is being spread, people are talking
afloat(p)
المفضلات