Gemide garip söylentiler var.
- There are strange rumors afloat.
Beyaz bir bulut mavi yaz gökyüzünde yüzüyordu.
- A white cloud is floating in the blue summer sky.
Bir top nehirden aşağı doğru yüzüyordu.
- A ball is floating down the river.
Polis, Tom'un vücudunu limanda yüzerken buldu.
- The police found Tom's body floating in the harbour.
Tom'un cesedi denizde başıboş yüzerken balıkçılar tarafından bulundu.
- Tom's body was found by fishemen floating adrift in the sea.