I certainly don't condone that.
- Kesinlikle onu affetmem.
I lied. Please forgive.
- Yalan söyledim. Lütfen affet.
Forgive them, for they know not what they do.
- Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
You forgave me, didn't you?
- Beni affettin, değil mi?
Tom never forgave himself for hurting Mary the way he did.
- Tom yaptığı tarz Mary'yi incittiği için kendini asla affetmedi.
Excuse us for a second.
- Biran için bizi affet.
You'll have to excuse me.
- Beni affetmek zorunda kalacaksın.
We have already forgiven you.
- Biz zaten sizi affettik.
You've never forgiven me, have you?
- Beni hiç affetmedin, değil mi?