Sorry. I didn't mean to bother you.
- Afedersiniz. Sizi rahatsız etmek istememiştim.
Pardon me, how do I get to Downing Street from here?
- Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?
Pardon me, do you speak English?
- Afedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Excuse me, is this seat taken?
- Afedersiniz, bu sandalye dolu mu?
Excuse me, but I'm looking for the post office.
- Afedersiniz, ama postaneyi arıyorum
Excuse me, who is this woman?
- Afedersiniz, bu kadın kim?
Excuse me, but I'm looking for the post office.
- Afedersiniz, ama postaneyi arıyorum