Tom bir reklamcılık ajansında başladı.
- Tom started an advertising agency.
Bazı insanlar reklamın bir beyin yıkama biçimi olduğunu düşünüyorlar.
- Some people think that advertising is a form of brainwashing.
Hükümet televizyonda sigara reklamını yasakladı.
- The government banned cigarette advertising on television.
Mağaza bir satış tanıtımı yapıyor.
- The store is advertising a sale.
Onlar ilanla bir aşçı arıyorlar.
- They are advertising for a cook.
Onlar televizyonda yeni bir ürünün reklamını yaptı.
- They advertised a new product on TV.
Binlerce insan, reklam yüzünden aldatıldı.
- Thousands of people were deceived by the advertisement.
İlan vermek için yeterli param yok.
- I don't have enough money to advertise.
Reklam yapmak zorundasın.
- You have to advertise.
Tom satılık saksafonunun tanıtımını yaptı.
- Tom advertised his saxophone for sale.
Eğer satılık değilse, reklamını yapma.
- If it's not for sale, don't advertise.
Tom satış için evinin reklamını yaptı.
- Tom advertised his house for sale.
Commercials that make you want to run to the fridge for a soda or drive to the restaurant for a burger are examples of one type of experiential advertising.
2006: the advertising crackdown is concentrating on two-price advertising in catalogues such as “was $150, now $100” — Western Australian Department of Consumer and Employment Protection press release Jewellers targeted in swoop on advertisements, 10 May 2006.
... ALAN RUSBRIDGER: You're very reliant on advertising. ...
... Because the kind of advertising that's on these ...