Bana biraz avans verebilir misin?
- Could you advance me some money?
O bir sonraki romanı için büyük bir avans aldı.
- She received a large advance for her next novel.
Tıp bilimi çarpıcı bir ilerleme gösterdi.
- Medical science has made a dramatic advance.
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
- Japanese industry has made great advances since the war.
Ama kuşkusuz o zaman hiçbir bilimsel gelişme yoktu.
- But undoubtedly there were no scientific advances then.
Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
- Recent advances in medicine are remarkable.
O, avantajlarını geri çevirdi.
- She turned down his advances.
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
- Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Japonya teknolojik olarak, en gelişmiş ülke oluyor.
- Japan is becoming the most advanced country technologically.
Uzaylı, postbiyolojik ve gerçekten gelişmiş bir makinedir.
- The alien is postbiological and is really an advanced machine.
Peşin ödemek zorundasın.
- You must pay in advance.
Kaça mal olacağını ona peşinen sorsan iyi olur.
- You had better ask him in advance how much it will cost.
O, Boston'dayken Tom'un ileri sınıflarından birine öğretmenlik yapacağım.
- I'm going to teach one of Tom's advanced classes while he's in Boston.
Buluşma tarihini ileri aldık.
- We advanced the date of the meeting.
Nehire doğru ilerlediler.
- They advanced to the river.
Düşmanın ilerlemesini durdur.
- Stop the enemy's advancement.
Müdür, toplantıda bir öneri ileri sürdü.
- The manager advanced a proposal at the meeting.
Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
- Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
Kiranı peşin olarak ödemelisin.
- You should pay your rent in advance.
Peşin olarak ödemek zorundayız.
- We have to pay in advance.
Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
- Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
- Japanese industry has made great advances since the war.
O, işini bir saat önce bitirdi.
- She finished her work an hour in advance.
Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
- It would be to your advantage to prepare questions in advance.
The scouts found a site for an advance base.
to advance the price of goods.
to advance an argument.
... These advances in technology, ...
... experiences that are making huge advances towards building ...