administer a medication, sedate; poison; mix food with a drug

listen to the pronunciation of administer a medication, sedate; poison; mix food with a drug
الإنجليزية - التركية

تعريف administer a medication, sedate; poison; mix food with a drug في الإنجليزية التركية القاموس.

drug
{i} ilaç

Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor. - Doctors suggest drugs to fight diseases.

Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor. - The elderly man takes strong drugs for his heart.

drug
{f} ilaçla uyuşturmak
drug
ecza

En yakın eczane nerede? - Where's the nearest drugstore?

En yakın eczane nerede? - Where's the closest drug store?

drug
{i} uyuşturucu

Tom uyuşturucu kullanmaz. - Tom doesn't do drugs.

Ben, yakalanmadan önce Tom'un yıllardır Amerika'ya uyuşturucu ticareti yaptığını duydum. - I heard that Tom had been smuggling drugs into America for years before he got caught.

drug
(Mekanik) alt derece
drug
uyuşturucu madde

Gemi özenle arandı ama hiçbir uyuşturucu maddesi bulunmadı. - The ship was searched thoroughly, but no illegal drugs were found.

Kazananlar uyuşturucu madde kullanmaz. - Winners don't use drugs.

drug
zararlı ilâç vermek
drug
{i} narkotik
drug
{f} uyuşturucu vermek
drug
{f} (yiyeceğe/içeceğe) uyuşturucu ilaç katmak
drug
{f} ilaç vermek
drug
(Tıp) İlaç, ecza, drog
drug
ilâçla uyuşturmak
drug
{i} uyuşturucu madde; hap
drug
esrar
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} drug
administer a medication, sedate; poison; mix food with a drug
المفضلات