تعريف adjuster في الإنجليزية التركية القاموس.
- ayarlayıcı
- dispeççi
- Tasfiye memuru
- ayarlayici
- (Denizcilik) (Gemicilik) Boyunduruk
- (Tekstil) ayarcı, düzeltici
- {i} dispeççi (sigorta)
- {i} ayarlayan kimse
- {i} düzelten kimse
- ayar düzeni
- ayar somunu
- adjust
- {f} ayarlamak
Herkes ayarlamak zorunda.
- Everyone has to adjust.
Açıkçası ayarlamak zordu.
- Obviously the adjustment was hard.
- adjuster kit
- ayarlayıcı kiti
- adjuster kit
- ayarlama kiti
- adjust
- alışmak
İnsanların yeni çevreye alışmak için sadece zamana ihtiyacı var.
- People just need time to adjust to the new environment.
- adjust
- ayarlanmak
- adjust
- {f} alıştırmak
Tom gözlerini karanlığa alıştırmak için bir süre bekledi.
- Tom waited a while to let his eyes adjust to the darkness.
- adjust
- uymak
- adjust
- uydurmak
Sık sık söylenildiği gibi kendini yeni bir çevreye uydurmak zordur.
- As is often said, it is difficult to adjust yourself to a new environment.
- adjust
- ayarla
Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
- Tom had a little trouble adjusting the settings.
Sesi nasıl ayarlayacağımı bana söyleyebilir misiniz?
- Could you tell me how to adjust the volume?
- adjust
- uyum göstermek
- adjust
- ayar çekmek
- adjust
- (Tıp) uyum sağlamak
- adjust
- parlamak
- height adjuster
- yükseklik ayarlayıcısı
- adjust
- uyarlamak
- adjust
- düzeltilebilir uydurulabilir
- bearing adjuster
- yatak ayarlayıcısı
- adjust
- intibak
- bearing adjuster
- yatak ayarlayicisi
- claims adjuster
- Sigortacılıkta bilirkişi
- slack adjuster
- (Otomotiv) Gevşeklik ayar kolu
- adjust
- düzeltme
LASIK, kornea yüzeyini düzeltmek için kullanılan bir lazerdir.
- In LASIK, a laser is used to adjust the surface of the cornea.
- adjust
- tashih
- adjust
- {f} halletmek
- adjust
- (Mukavele) ayar etmek, düzeltmek
- adjust
- {f} düzeltmek
LASIK, kornea yüzeyini düzeltmek için kullanılan bir lazerdir.
- In LASIK, a laser is used to adjust the surface of the cornea.
- adjust
- Islah
- adjust
- ayarlamak ayarla
- adjust
- (Mimarlık) (to) alıştırmak
- adjust
- (Askeri) TANZİM: Belirli bir hedefte, tanzimi başlatması için gözcüye verilen emir; mermilerin hedefe vurmalarını temin için silahın yan ve yüksekliğini düzeltmek; ayarlama (k); ayar etmek; düzeltmek; alıştırmak
- adjust
- düzen
Herhangi bir düzenleme yapmadım.
- I didn't make any adjustments.
- adjust
- {f} belirlemek
- adjust
- alıştırmak ayar etmek adjustable ayar edilebilir
- adjust
- tanzim
- adjust
- (Nükleer Bilimler) ayar
Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
- Tom had a little trouble adjusting the settings.
Çalar saatin ayarını ayarla.
- Adjust the setting of the alarm clock.
- adjust
- nizam
- adjust
- uyma
- adjust
- {f} ayar etmek, ayarlamak
- adjust
- (Hukuk) uyumlulaştırmak
- average adjuster
- avarya dispeççisi
- average adjuster
- (Sigorta) avarya komiseri
- load adjuster
- (Askeri) YÜK AYARLAMA CETVELİ: Hava kuvvetleri tarafından kullanılan ve dolu bir hava aracının ağırlık merkezini tayine yarayan, sürgülü cetvele benzer bir alet
- slack adjuster cam
- gevşeklik ayar kolu kamı
- track adjuster
- (İnşaat) palet ayarlayıcı