Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor.
- Her novel ideas are time and again getting her into trouble with her more conservative colleagues.
İngilizler, genellikle, tutucudur.
- Englishmen are, on the whole, conservative.
Tom genellikle gösterişsiz bir takım elbise giyer.
- Tom usually wears a conservative suit.