Ona doktor olarak hitap etmek daha iyi olabilir.
- It might be better to address her as Doctor.
Eğer adresini değiştiriyorsan, lütfen bana bildir.
- If you change your address, please let me know.
Zarfın üstüne yanlış adres yazdım.
- I wrote the wrong address on the envelope.
Başkan ulusa sesleniş konuşması yaptı.
- The President made an address to the nation.
Konuşma radyo tarafından yayınlandı.
- The address was transmitted by radio.
Amcasına hitaben bir mektup gönderdi.
- He sent a letter addressed to his uncle.
Bu size hitaben yazılmış bir mektup.
- This letter is addressed to you.
Adreslerini biliyor musun?
- Do you know their address?
Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
- Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
It is time to address this problem - Bu problemi ele alma zamanı geld.
O, ciddi şekilde kalabalığa hitap etti.
- He addressed the crowd gravely.
O, bana Tom olarak hitap ederdi.
- She used to address me as Tom.
This issue needs to be addressed.
Anne, Noel Babanın adresi nedir? Ona bir mektup göndermek istiyorum.
- Mummy, what is Santa Claus's address? I want to send him a letter.
These men addressed themselves to the task. - Thomas Babington Macaulay.
This meeting hopes to address how to improve sales overseas.
He addressed a letter.
The ship was addressed to a merchant in Baltimore.
Mr. Gregson, who had listened to this address with considerable impatience, could contain himself no longer.
Tecla ... addressed herself in man's apparel. - Jewel.