additional; other; different

listen to the pronunciation of additional; other; different
الإنجليزية - التركية

تعريف additional; other; different في الإنجليزية التركية القاموس.

another
{s} öbür
another
başka

Çin'de başka bir arkadaşım var. - I have another friend in China.

Bana başka bir kamera göster. - Show me another camera.

another
bir daha

Neden bunu bir daha denemiyoruz? - Why don't we give this another try?

Buna bir daha bakmanı istiyorum. - I'd like you to take another look at this.

another
{s} farklı

Bu, farklı bir çift ayakkabı. - This is an another pair of shoes.

Bir kelime başka dilden ödünç alındığı zaman, sık sık aynı anlama sahip olarak başlar; ancak her iki dilde de sürekli kullanımı ile, şimdi ayrı kelimeler farklı çağrışımları artırabilir. - When a word is borrowed from another language, it frequently begins by having the same meaning; but with continued use in both languages, the now separate words may accrete disparate connotations.

another
{s} bir (şey) daha: another match bir kibrit daha
another
{s} ayrı

Otobüsler art arda ayrıldı. - The buses left one after another.

O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak. - She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.

another
{s} başka, başka bir: another time başka sefer
another
başka bir tane

Lütfen bana başka bir tane daha gösterir misiniz? - Would you please show me another one?

Bu odayı sevmiyorum. Başka bir tane alabilir miyim? - I don't like this room. May I have another one?

another
bir tane daha

O, birayı bitirdi ve bir tane daha ısmarladı. - He finished the beer and ordered another.

Sana bir tane daha alayım. - Let me buy you another one.

another
{s} bir, ikinci bir: This is going to be
another
başka biri

Sen kendi suçlarını hatırladığında, başka birininkini unutursun. - When you remember your own crimes, you forget another's.

Başka biri için yer var mı? - Is there space for another person?

another
başka (bir)
another
sair
another
bir (şey) daha
another
bir başka

Ünlü yazar bir başka en çok satan kitabı oluşturdu. - The famous author created another best-selling book.

On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi. - Another ten minutes' walk brought us to the shore.

another
başkası

Başkası konuşuyorken sözünü kesme. - Do not interrupt when another is speaking.

Bunu sevmedim. Bana bir başkasını göster. - I don't like this. Show me another.

another
diğeri

Her ev diğerine bağırma mesafesindedir. - Each house is within shouting distance of another.

Her ev diğerine yakındır. - Each house is near another.

another
öbürü
another
başka birisi

Fadıl asla başka birisine zarar veremez. - Fadil can never hurt another person.

another
(sıfat) başka, öbür, ayrı, farklı, bambaşka
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} another
additional; other; different
المفضلات