تعريف addicted في الإنجليزية التركية القاموس.
- {s} bağımlı
Amerika'da çoğu suçlu uyuşturucuya bağımlıdır.
- Many criminals in America are addicted to drugs.
Tom animasyon izleme bağımlısı.
- Tom is addicted to watching anime.
- {s} düşkün
Sami ona çok düşkündü.
- Sami was so addicted to that.
Tom çikolatalı kurabiyelere düşkündür.
- Tom is addicted to chocolate cookies.
- alıştırılmış
- {s} tiryaki
- {s} meraklı
- tutkun olmak
- tiryakisi
- addicted to
- (Fiili Deyim ) kendini -ye vermek , müptela olmak , düşkün olmak
- addicted to
- tutkun
Tatoeba'da cümleleri Fransızcadan İngilizceye çevirmeye tutkunum. İspanyolca da beni son derece cezbediyor.
- I'm addicted to translating sentences from French into English on Tatoeba, and Spanish is tempting me sorely.
- addicted to drugs
- uyuşturucu bağımlısı
- addicted to drugs
- hapçı
- addict
- {i} bağımlı
Tatoeba bağımlılıktır.
- Tatoeba is addictive.
Amerika daki çoğu suçlu uyuşturucuya bağımlıdır.
- Many criminals in America are addicted to drugs.
- addict
- bağımlısı olmak
- addict
- alışmak
- be addicted to
- bağımlı olmak
- addict
- bağımlılık yapmak
- addict
- (Tıp) addikt
- addicted to
- tutkun olmak
- be addicted
- tutkun olmak
- to be addicted
- tutkun olmak
- addict
- tiryaki
- addict
- müptela
- be addicted
- bağımlı olmak
- be addicted
- tiryakisi olmak
- be addicted
- alışmak
- become addicted to
- Birşeyin müptelası olmak
He became addicted to drugs.
- addict
- müptelâ kimse
- addict
- alışık,müptela
- addict
- alışkanlık husule getiren
- addict
- bağımlı ol
Benim hakkımda bilmen gereken bir şey bilgisayar oyunlarına bağımlı olduğumdur.
- Something you should know about me is that I'm addicted to computer games.
Video oyunu oynamaya son ver. Bağımlı oldun.
- Stop playing video games. You're addicted.
- addict
- düşkün olmak addictive tiryaki eden
- addict
- kendini vermek
- addict
- bir şeye düşkün kimse
- addict
- (Tıp) Bir itiyada düşkün, tiryaki (özellikle alkol, ilaç veya uyuşturucu madde müptelası)
- addict
- be addicted to alışmak
- addict
- {i} düşkün
Sami ona çok düşkündü.
- Sami was so addicted to that.
Tom çikolatalı kurabiyelere düşkündür.
- Tom is addicted to chocolate cookies.
- addict
- tiryakisi olmak
- addict
- müptelâ olmak
- addict
- {i} meraklı
- addict
- {f} alıştırmak
- addict
- {i} bağımlı, müptela; tiryaki: drug addict uyuşturucu bağımlısı. cigarette addict sigara tiryakisi
- addict
- {f} tiryaki olmak
- addict
- bağımlı kimse
- be addicted to
- (bir şeyin) bağımlısı/tiryakisi olmak
- be addicted to
- düşkün olmak
- be addicted to
- meraklısı olmak
- drug addicted
- madde bağımlısı
- drug addicted
- uyuşturucu bağımlısı
- drug addicted
- ilaç bağımlısı
- drug addicted
- hapçı
- get addicted to
- (deyim) bırakamayacak kadar tutulmak
- get addicted to
- (deyim) tiryakilik kazanmak
- get addicted to
- (deyim) alışkanlık kazanmak
- met addicted
- met bağımlısı
- to be addicted
- bağımlı