Korkunç kazada düzinelerle insan yaralandı.
- Dozens of people were injured in the terrible accident.
Bu gerçekten korkunç.
- This is really terrible.
Berbat bir deneyim yaşadım.
- I had a terrible experience.
Tom neredeyse bir yerli gibi yazabilir fakat onun telaffuzu berbattır.
- Tom can write almost like a native speaker, but his pronunciation is terrible.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
O gerçekten çok kötü mü?
- Is it really so terrible?
Tom müthiş göründüğümü söyledi.
- Tom said I looked terrible.
Tom müthiş bir koçtu.
- Tom was a terrible coach.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
Yazma konusunda çok iyisin. Ben kötüyüm.
- You're so good at writing. I'm terrible.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.