Bugünün sert gerçeklerine adapte olmalıyız.
- We must adapt to today's harsh realities.
Bugünün sert gerçeklerine adapte olmalıyız.
- We must adapt to today's harsh realities.
Sadece uyarlamak zorundasın.
- You just have to adapt.
Yabancı bir kültürde yaşamaya uymak genellikle zordur.
- It is generally hard to adapt to living in a foreign culture.
Kendini yeni çevresine uyarlamaya çalıştı.
- He tried to adapt himself to his new surroundings.
Çevirilerde uyarlamalar olmalıdır.
- There must be adaptations in translations.
Bu kitap çocuklar için uyarlanmıştır.
- This book is adapted for children.
O, hikayeyi çocuklar için uyarladı.
- He adapted the story for children.
Kendisini yeni çevresine adapte etmeyi zor buldu.
- She found it was difficult to adapt herself to her new surroundings.
Biz bu yeni koşullara planımızı adapte etmeliyiz.
- We must adapt our plan to these new circumstances.
They could not adapt to the new climate and so perished.
... Well, you've got to adjust and adapt to how the economy ...