The hallway is slippery, so watch your step.
- Hol kaygan, bu yüzden adımlarına dikkat et.
Watch your step in going down the stairs.
- Merdivenlerden inerken adımlarına dikkat et.
When it started to get dark, I quickened my pace.
- Karanlık olmaya başladığında, ben adımlarımı hızlandırdım.
Move forward one step.
- Bir adım ileriye ilerle.
I quickened my steps to catch up with her.
- Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
You're stepping into dangerous territory.
- Tehlikeli alana adım atıyorsun.
Sami thought about following in Dad's footsteps at medical school.
- Sami, babasının tıp okulundaki adımlarını takip etmeyi düşündü.
The moment I heard the footsteps, I knew who it was.
- Adımları duyar duymaz onun kim olduğunu biliyordum.
When it started to get dark, I quickened my pace.
- Karanlık olmaya başladığında, ben adımlarımı hızlandırdım.
The traffic crept along at a snail's pace.
- Trafik adım adım ilerledi.
Tom has perfect pitch.
- Tom'un mükemmel adımı var.
Tom wished he'd never stepped foot into Mary's house.
- Tom Mary'nin evine asla adım atmamış olmayı diledi.
The moment I heard the footsteps, I knew who it was.
- Adımları duyar duymaz onun kim olduğunu biliyordum.