Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
- I am sure you will take an active role in your new position.
Etkin olmak zorundasın.
- You have to be active.
Şu anda, bu alanda etkin silahlı çatışma yok.
- Currently in this area there are no active hostilities.
Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır.
- This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.
Fadıl, Facebook'ta faaldir.
- Fadil is active on Facebook.
Borsa çok hareketlidir.
- The stock market is very active.
Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın.
- Liisa is an active and energetic young woman.
Aspirindeki etken madde nedir?
- What is the active ingredient in aspirin?
Tylenol'da etken madde nedir?
- What is the active ingredient in Tylenol?
specifically, of a volcano Being an active volcano.
an active remedy.