act or state of boiling

listen to the pronunciation of act or state of boiling
الإنجليزية - التركية

تعريف act or state of boiling في الإنجليزية التركية القاموس.

boil
{f} haşlamak
boil
{f} kaynamak
boil
çıban

Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var. - I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.

boil
{i} kaynama

Su kaynamaya başladı. - The water began to boil.

Normal şartlar altında, suyun kaynama sıcaklığı 100 santigrat derece. - Under normal conditions, the boiling point of water is 100 degrees Celsius.

boil
pişmek
boil
kaynatma

Su kaynatman gerekebilir. - You may need to boil water.

Tom su kaynatmayı bilmiyor. - Tom doesn't know how to boil water.

boil
(Tıp) kan çıbanı
boil
kısaltmak
boil
kaynatmak

Italya'nın Reggio Emilia kasabasında istakozları kaynatmak yasa dışıdır. - Boiling lobsters is illegal in the town of Reggio Emilia, Italy.

Suyu kaynatmak sadece üç dakika sürer. - It takes only three minutes for the water to boil.

boil
kaynama çekidi
boil
(Tekstil) 1. kaynatmak, pişirmek 2. kaynamak, pişmek
boil
{f} haşlanmak
boil
(Diş Hekimliği) genellikle bir kıl folikülü civarında olan lokalize deri absesi
boil
{f} köpürmek
boil
{i} son radde
boil
{f} fokurdamak
boil
boil away kaynayarak buharlaşıp yok olmak
الإنجليزية - الإنجليزية
boil
the act or state of boiling
{n} boiling
the act or state of boiling
{n} bullition
act or state of boiling

    الواصلة

    act or state of boil·ing

    التركية النطق

    äkt ır steyt ıv boylîng

    النطق

    /ˈakt ər ˈstāt əv ˈboiləɴɢ/ /ˈækt ɜr ˈsteɪt əv ˈbɔɪlɪŋ/
المفضلات