act of injecting; substance which is injected

listen to the pronunciation of act of injecting; substance which is injected
الإنجليزية - التركية

تعريف act of injecting; substance which is injected في الإنجليزية التركية القاموس.

injection
(İnşaat) püskürtme
injection
(Tıp) içitim
injection
(Tıp) injeksiyon
injection
(Tıp) şırınga
injection
(Kimya) iğne yapma
injection
iğne

Mahkeme adamı öldürücü iğneyle ölüme mahkûm etti. - The court condemned the man to death by lethal injection.

Ben iğne olmak yerine, ilaç almayı tercih ederim. - I prefer taking medicine rather than getting an injection.

injection
{i} zerk
injection
{i} lavman
injection
enjeksiyon,enjekte
injection
{i} enjekte etme
injection
injection cock püskürtme musluğu
injection
{i} enjeksiyon

O, morfin enjeksiyonları ile kontrol altında tutuldu. - She was kept under with morphine injections.

Mary her 3 ayda bir Botox enjeksiyonları alır. - Mary receives Botox injections every 3 months.

injection
içeriye atılan şey
injection
(Tıp) Enjeksiyon, ilaçların şırınga ile vücuda zerki
injection
islim kazanına soğuk su sıkma
injection
konu dışı bir fikri ortaya atma
injection
{i} sokulma
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} injection
act of injecting; substance which is injected
المفضلات