act of disappearing, vanishing; ceasing to exist

listen to the pronunciation of act of disappearing, vanishing; ceasing to exist
الإنجليزية - التركية

تعريف act of disappearing, vanishing; ceasing to exist في الإنجليزية التركية القاموس.

disappearance
{i} gözden kaybolma

Paranın gözden kaybolmasını soruşturacağız. - We are going to look into the disappearance of the money.

disappearance
kaybolma

Zorla ortadan kaybolmak insanlığa karşı bir suçtur. - Forced disappearance is a crime against humanity.

Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu. - There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.

disappearance
{i} ortadan kaybolma

Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu. - There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.

Tom'un Mary'nin ortadan kaybolmasıyla ilgisi yoktu. - Tom didn't have anything to do with Mary's disappearance.

disappearance
gözden kayboluş
disappearance
kayboluş

Diğer bilim adamları onun dinozorların kayboluşu hakkındaki teorisini tartışıyorlar. - Other scientists are debating his theory about the disappearance of dinosaurs.

Fadıl'ın Leyla'nın kayboluşuyla ilgili yapacak hiçbir şeyi yoktu. - Fadil didn't have anything to do with Layla's disappearance.

disappearance
{i} ortadan kalkma
disappearance
{i} yok olma
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} disappearance
act of disappearing, vanishing; ceasing to exist
المفضلات