Onun övünmelerini dinlemekten usandım.
- I'm tired of listening to his boasts.
O, asla başarısıyla övünmedi.
- He never boasted of his success.
O, iyi yüzebilmesiyle övünür.
- He boasts that he can swim well.
O, asla başarısıyla övünmedi.
- He never boasted of his success.