Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- Tom wanted to unite not divide.
On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
- In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
Çeşitli grupları birleştirmeye çalıştı.
- He tried to unify the various groups.
Şirketimizi bütünleştirmek için yeni bir müdüre ihtiyacımız var.
- We need a new director to unify our company.
On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
- In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- Tom wanted to unite not divide.