O dışişlerinde iyi deneyimlidir.
- He is well versed in foreign affairs.
O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
- That politician is well versed in internal and external conditions.
Fransızcada çok tecrübeli olan birini arıyoruz.
- We're looking for somebody who is well versed in French.
Ben de filmler konusunda bilgiliyim.
- I'm also very well versed in the movies.