Only an immediate operation can save the patient's life.
- Sadece bir acil operasyon hastanın hayatını kurtarabilir.
You need immediate medical attention.
- Acil tıbbi mücadeleye ihtiyacın var.
Tom said it was urgent.
- Tom bunun acil olduğunu söyledi.
Tom received an urgent message to call his wife.
- Tom karısını araması için acil bir mesaj aldı.
In case of an emergency, dial 110.
- Acil bir durumda, 110'u çevirin.
This is an emergency.
- Bu acil bir durumdur.
We have more pressing things to discuss.
- Tartışmak için daha acil şeylerimiz var.
We have something pressing to discuss.
- Tartışacak acil bir şeyimiz var.
Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
- Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.