Sanık ölüm cezasına mahkûm edildi.
- The accused was sentenced to death.
Sanık, hakkındaki iki suçlamadan beraat etti.
- The accused was acquitted on two of the charges.
Avukat yargıca suçlananların yaşlarını göz önünde tutmasını rica etti.
- The lawyer asked the judge to make allowance for the age of the accused.
Suçu kanıtlanana kadar suçlanan masumdur.
- The accused is innocent until proven guilty.
Sami cinsel suçlu olmakla suçlandı.
- Sami was an accused sex offender.
Sanığın gerçekten suçtan suçlu olduğunu düşünüyor musunuz?
- Do you think the accused is really guilty of the crime?
O, beni bir yalancı olmakla suçladı.
- He accused me of being a liar.
Patronun öğle yemeğini yemekle suçlandım.
- I was accused of eating the boss's lunch.
If she felt unimportant, you showed her that she was important to you. If she felt accused, you reassured her. If she felt guilty, you helped her feel better.