Vergi kaçırmakla suçlandı.
- He was accused of evading tax.
O, beni bir yalancı olmakla suçladı.
- He accused me of being a liar.
Yakınlarını kayırmakla itham ediliyor.
- She was accused for nepotism.
Tom haksız yere suçla itham edildi.
- Tom was unjustly accused of the crime.
Beni hiçbir şeyle suçlama.
- Do not accuse me of anything.
Birini bir şeyle suçlamadan önce çok emin olsan iyi olur.
- You'd better be very sure before you accuse Tom of anything.
Neither can they prove the things whereof they now accuse me.
We are accused of having persuaded Austria and Sardinia to lay down their arms.